Vakit Çok Kıymetlidir İlahi Sözleri
Cananı ararım yaban elinde ak düşen saçımın her bir telinde,
Kaybettim kendimi aşkın elinde arayıp bulmanın bir yolu yok mu?
Haksız yere kırdığın insanın gönül sadakasını iki dünyada da ödeyemezsin,
Kader beyaz kâğıda sütle yazılmış yazı elindeyse beyazdan gel de sıyır beyazı,
Birinin söylediklerine aldanıp karşı tarafı yargılama herkes hikâyelerini kendi tarafından anlatır,
Kötü insan hiç kimseye iyi niyet beslemez çünkü o herkesi kendisi gibi görür,
Kalp temiz olursa dilden güzel sözler çıkar,
Asıl Yetimler anadan babadan değil ilim ve ahlaktan yoksun olanlardır.
İlim üç şeydir,
Zikreden dil şükreden kalp sabreden beden.
İnsanlar ikiye ayrılır,
Vaktini beşe ayıranlar vaktini boşa ayıranlar,
Ne kadar mal mülk sahibi olursan ol,
Ne kadar kaliteli giyinirsen giyin,
Karakterin yoksa fakirsin.
Sakın insanın iyisi ile kötüsünü bir tutma,
Çünkü bu eşitlik iyileri iyilikten soğutur herkes bir gün uğurlanır,
Kimisi yola kimisi dönüşü olmayan bir sona.
Vakit çok kıymetlidir,
Ancak kıymetli şeyler için kullanılması gerekir,
İşlerin en kıymetlisi ise Allah’a ibadet etmektir,
Bir kişinin kalbinde aynı anda iman ile küfür doğruluk ile yalancılık hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz,
Bir Gönül yapmak gelmiyorsa elinden bari bir gönül yıkılmasın dilinden.
Ne zaman bitecek fırtına boran bu zemheri kışın bir sonu yok mu?
Üşüdüm üstüme ince bir yorgan örtecek Allah’ın bir kulu yok mu?
Acıyla kader ile geçse de her günüm elbette bitecek dünya sürgünüm,
Mahşerde hesap var unutma gülüm mizanın bir sağı bir solu yok mu?
Cananı ararım yaban elinde ak düşen saçımın her bir telinde,
Kaybettim kendimi aşkın elinde arayıp bulmanın bir yolu yok mu?
İsa gökte gizli Musa Asa’da Muhammed ilahi anayasada,
Kulların sınavı çetin olsa da her işin kolayı bir zoru yok mu?
Yediğim içtiğim olsa da zehir sabredip dünyayı eylerim seyir,
Zalimi ukbaya ederim tehir mahşerin hem narı hem nuru yok mu?
Divane olmuşum Hakkın yolunda Hakkı Sevmek suç mu ne var ki bunda,
Bey fistan yıkarken kirli sabunda Bayram’ın mis kokan bir çulu yok mu?
An gelir sol yandan vurur bir sancı teslim et o tatlı canı der hancı,
Tahtadan mekânı sanma yabancı girdiğin tabutun dört kolu yok mu?