Korkuyorum İlahi Sözleri
Nice bir yangındır ömrün bir nefese daha yetmemesi,
Ölümün kendisini ruhunla hecelediğin oldu mu hiç?
Korkuyorum çok korkuyorum,
Korkuyorum,
Dilime kolayca dolanıyor süslü kelimeler,
Güzel sözler damağımın her yanına yapışmış gibi,
Dudağımdan çıkan sözler yâr yüzünden düşen duvak gibi kayıveriyor göğe,
Göğsünde ne taşıdığını bilmiyor gibi kelimeler,
İçinde ne büyüttüğünü tanımıyor gibi heceler,
Ayrılık sözleri dilimden eksik olmuyor.
Ölümü sıkça anıyorum belki,
Hasret, hüzün, keder,
Sızı, sancı, ağrı,
Ayrılık, özlem ve ölüm,
Birer kelime sadece,
Dile dokunduğunda acıtmıyor,
Kulağa vuruyor can yakmıyor,
Bunlar sözler, sadece sözler, sadece sözler,
Ağzımda kolayca yankılanıyorlar.
Birçok kulağa çarpıyorlar,
Belki birkaç kalbe de iniyor. Havada asılı duruyor sesler,
Harflerin zincirine tutunuyor sözler,
Dört harf ‘ölüm’ ve sadece iki hece. ‘Ölüm’
Ölüm derken, kelimenin tam ortasında dil damağa değiyor,
Bitirdiğinde dudak dudağa kavuşuyor. ‘Ölüm’
Buluşuyor dil ve damak,
Isınıyor dudaklar, birbirine kavuşuyor.
Ama Ölüm öyle değil,
Dudakları ayırıyor birbirinden,
Soğutuyor dili damağı,
Kolay ölüm… bu kadar kolay,
Demesi kolay,
Ya olması ölümün,
Ya dudakları soğutması,
Eşiğinde durmak son nefesin nasıl bir tükenmişliktir,
Nice bir yangındır ömrün bir nefese daha yetmemesi,
Ölümün kendisini ruhunla hecelediğin oldu mu hiç?
Dudağınla değil ruhunla,
Ayrılığı kıvrana kıvrana içtin mi hiç?
Hasretin tam ortasında kala kalıp,
Zamanın kırık cam parçaları gibi gırtlağına battığını hissettin mi?
Korkuyorum,
Yalancı olmaktan korkuyorum,
Dilimi değdirdiğim yerlere kalbimi değdirememekten korkuyorum,
Dudaklarıma vuran sözlerin tenimde iz bırakmadan savrulması,
Yalancı eder mi beni yoksa?
Ya her şeyimi yitirmişsem ya yoksa kalbim,
Ve sadece sözlerim kalmışsa geriye?
Kuru sözler, boş sözler, süslü sözler,
İçinde kalp olmayan kalıp sözler,
Ölümün yüzüne yüzünü değdiren ne çok yüzler oldu,
Güldü mü ölüm onların yüzüne Güldü mü?
Gözleri ölümün gözleri olunca neyi gördüler?
Hangi hasretler koşuştu dudaklarına?
Yarınları var diye yarım kalmış işler,
Sonra söylerim diye söylenememiş sözler,
Sırası değil diye gecikmiş sevmeler ölümün eşiğinde kim bilir nasıl haykırdı nasıl ?
Ölüm anında susan dudak söyleyeceklerinin hepsini söylemişmiydi,
Ölümün kollarında açık kalan eller,
Sahip olunacakların hepsini bitirmiş miydi?
Yoo yoo,
Sözleri yok ölümün,
Ne söylüyorsa gözleriyle söylüyor,
Bir ölünün gözlerine yığıyor tereddütlerin hepsini,
Sessizce iniveren kirpiklerin ucuna savuruyor geç kalmışlıkların hepsini,
Yalanı dilimden uzak eyle Ey Rabbim!
Bunlar sözler..sadece sözler…sadece sözler.